Haftasonu ortanca kardeşimin yemin töreni için bileciğe gittim. Pek
şağşağlı olmasada duygulu bir yemin törenin den sonra Eskişehire geçtik
(Bu arada Osmanlı devletinin kurucusu Ertuğrul Gazi’nin kabrini görme
şansım oldu. Ayrıca Samsa çavuş, Akçakoca kabirlerini de.
-Bileçik-Söğüt-).
Eskişehir güzel memleket tek eksiği bir sahili olmayışı :) fakat
enteresan bir hamam deneyimi geçirdim. Pazar akşamıda izmir’e yola
çıktık. Saat 3 gibi Tolga abi aradı internet cafedeki miktorik
kurulacakmış eve gitmeden onu kurayım dedim saat gece 3 de oturdum
bilgisayarın başına ama 1 saat debelendim kuramadım :P bıraktım geldim.
Şimdi takip ettiğim blogları okuyorum da.%60’ı şöyle..
"Ne zamandan beri yazamıyorudum. Tembelliğim tuttu tembelliği seviyorum
kurtulucam bu durumdan okuyucularımdan özürdiliyorum" vs.vs.
Hiç bir şey yazmasa çok daha güzel olucak. Birde okuyucudan özür
dilemekte ne demek onu anlamadım. Her iki ay yazmayan blogger döndüğünde
aynı cümleleri kuruyor. Ne gerek var ki ?!…
Bir de bu internet sansür olayı baymaya başladı. İnternetten haberi
olmayan kocaman bıyıklı amcalar (Gençlik yıllarındaki darbelerden ders
almamışlar!) mahkeme kararına göre siteleri kapatıp duruyolar. Bu
Osmanlı’nın matbayı yasaklaması gibi bir şey neredeyse. Buna tepki
olarak ekşisözlüğün yaptığı gibi site logoma şerit çektim. Sizde öyle
yapın!
Konuyla ilgili bir tartışma : http://grou.ps/barcampistanbul/talks/3571
Aha buda : http://kampanya.org.tr/sansur/